Ülkemizde el dokusu halı üretim kaynakları, kamu kuruluşları, kooperatifler, özel sektör ve kendi hesabına halı dokuyan bireysel üreticilerdir. Kamu kuruluşları, kooperatifler ile özel sektör halı dokutan kurumlar olarak işveren konumundadırlar. Halı dokutmak için işçi çalıştırmakta ve emekleri karşılığında bir ücret ödemektedirler. Kendi hesabına halı dokuyan bireysel üreticiler ise dokudukları halıları pazarladıktan sonra, malzeme girdilerini hesaplayıp kalan miktarı işçilik ücreti olarak değerlendirmektedirler. Bu sistemde doğal olarak direkt bir ücret ödeme söz konusu değildir (Yazıcıoğlu 1983).
Bir de atölye sistemi vardır ve bu sistemde işveren bir kamu kuruluşu ya da özel sektör olabilmektedir. Atölye sisteminde, işveren konumundaki kuruluş halı dokutacağı yörede uygun bir yere halı tezgahlarını yerleştirmekte ve burayı 50-100 işçinin bir arada halı dokuyabileceği, bir atölye haline getirmektedir. Bu atölye günün belli saatlerinde örneğin sabah yedi, akşam yedi arasında açık tutulmaktadır. Dokuyucu her gün kendisi için uygun olan saatlerde atölyeye gelerek halısını dokumaktadır. Bu tip atölyelerde genellikle bir ya da iki halı ustası görevlendirilmektedir. Bu kişiler atölyenin açık bulunduğu sürece sürekli olarak dokuyucuların başında bulunmakta ve onları denetlemektedir. Bu sistem ile aynı anda , aynı boyutlarda, aynı desenli çok miktarlı hah üretmek mümkün olabildiğinden, dış ve iç pazar taleplerini karşılayabilmek de kolay olmaktadır. Dokunan halının her aşamasında denetim altında olması sağlanabildiğinden, üretimde kalite faktörü artmaktadır (Yazıcıoğlu 1983, Altınbaş ve Yazıcıoğlu 1987 ).
Niğde ilinde ise %60-70 oranında atölyelerde ve %30-40 oranında evlerde halı dokumacılığı yapılmaktadır. Evlerde halı dokuyanların büyük bir kısmı halı tüccarlarına ve gelir elde etmek amacıyla halı dokurken, geri kalanlar kendi hesabına evde kullanma , çeyize koymak gibi amaçlarla halı dokumaktadırlar ve ancak acil paraya ihtiyaç duyduklarında halıyı satmaktadırlar . Tüccara dokuyanlar, her türlü araç, iplik ve deseni tüccardan temin etmekte, kendi hesabına dokuyanlar ise kendi imkanlarıyla iplik ve araç sağlamakta deseni ise eski halılardan almakta ya da hafızadan dokumaktadırlar. Atölyeler, Mahalli İdareler Halıcılık ve El Sanatlarını Yayma Birliğine bağlı olarak, eskiden beri halı dokumacılığı yapılan ilçe, kasaba ve köyler belirlenerek, yörelerde kurulmuştur. Atölyeler belediyeler ve muhtarlıklar tarafından tahsis edilmekte, binalara tezgah montajı Birlik tarafından yapılmakta, açılan atölyelerde ortak çalışılan özel şirketlere üretilmektedir. Şirketler, dokuma için gerekli hammadde ve deseni Birliğe vermekte, bu malzemelerin dağıtım ve denetiminden Birlik sorumlu olmaktadır. Malzemeler atölyelere dağıtıldıktan sonra Halk Eğitim Merkezi Müdürlüklerinin görevlendirdiği usta öğreticilerin nezaretinde dokuyucular tarafından verilen desenlere, talep edilen boyut ve kaliteye göre hah dokunmaktadır. Ayrıca Birlik yetkilikleri ve görevlileri ile Şirket temsilcileri üretimi sürekli denetim altında tutarak gerekli kalite unsurlarının tamamlanmasını sağlamaktadır. Üretilen halılar Birlik merkezinde toplandıktan soma kırkım, yıkama gibi son işlemlerin yapılması için yıkama fabrikasına gönderilmektedir. Son işlemler uygulandıktan sonra Şirkete teslim edilen halıların pazarlanması Şirketler tarafından yapılmaktadır. Üretimin esas satış merkezi ABD'dir, bir kısmı ise diğer Avrupa ülkelerine pazarlanmaktadır. Tamamı doğal hammadde ile üretilen el dokusu halılar dış pazarlarda kolayca alıcı bulabilmektedir.
Genel olarak dünyada ve ülkemizde 3 tip ücretlendirme sistemi söz konusudur. Bunlardan ilki ve en yaygın olarak kullanılanı "hasıla ücreti sistemi" ya da "parça başı sistemidir". El dokusu halıcılık dokuma tekniği göz önüne alınarak parça başı ücret sistemi ile üretim yapılmasını zorunlu kılan bir sanat dalıdır. Parça başı ücret ödenmesinde genellikle işlerliği olan ölçü birimi ise bin düğümdür, fakat sıra hesabı ya da halının tamamı üzerinden de ödenebilmektedir. Ev dokuyucuları parça başı ücretlendirme sistemine göre para almakta ve halı bittikten sonra dokunan halının m2'sine 1998 tarihi itibariyle 17000000 ile 25000000 TL arasında bir ücret almaktadırlar. İkinci tip ücretlendirme sistemi "zaman ücreti sistemf olup el dokusu halıcılık içerisinde kullanışlı bir sistem değildir ve bu yörede de kullanılmamaktadır. Üçüncü tip sistem, "hasılaya ortaklık sistemidir" ve kooperatiflerde kullanılan bir sistemdir (Yazıcıoğlu 1983).
Niğde ilinde ücretlendirme sistemi hasıla ücreti sistemi olup ödeme halının tamamı üzerinden yapılmaktadır. Dokutucu halının düğüm sayısını atılması gereken sıra sayısını önceden desen üzerinden hesaplamakta ve halının tamamı için belli bir fiyat belirlemekte, bu fiyat üzerinden halı dokutmaktadır. Bu yolla halının dokuma ücreti iki tarafın anlaşmasına bağlı olarak, dokuyucunun o andaki ekonomik durumuna göre, tamamı peşin, peyderpey ya da halının tamamı bittikten sonra ödenmektedir. Yörede Aralık 1996 tarihi itibariyle Şirketlerden İm2 işçilik ücreti olarak 45$ alınmakta, 40$ dokuyuculara dağıtılmakta, 5$ Birliğe gelir olarak kalmaktadır. Buna ek olarak dokuyucuyu teşvik etmek amacıyla çocuk parası, ev parası, temizlik parası, gibi çeşitli adlarla küçük miktarlarda fazladan ödeme yapıldığı da bilinmektedir. Halı bitiminde dokunan halının büyüklüğüne göre belli bir miktar bahşiş verildiği de olmaktadır. Bazı yörelerde de dokuyucuya hediye olarak bazı küçük ev ve mutfak eşyaları verildiği ve hatta ödemelerin bu şekilde yapıldığı da bilinmektedir. Niğde ilinde de dokuyucuyu taban halısı gibi büyük ebatlı halıları dokumaya teşvik etmek amacıyla , taban halısı dokuyanlara bitirdikleri halı başına bir küçük altın verme uygulaması yapıldığı belirlenmiştir. Bununla birlikte bayramlar gibi özel günlerde dokuyuculara başörtüsü, kumaş vb hediyeler dağıtıldığı da tespit edilmiştir.
Niğde İlinde Birliğe bağlı dokuyuculuk sisteminin başlaması halı imalatçısı (şirket) - parça başına çalışan ücretli işçi ilişkisini de beraberinde getirmiş yöre halılarını dokuyan aileler ekonomik bağımsızlıklarını büyük ölçüde korumuşlardır. Bunun iki önemli nedeni vardır; birincisi, yöre halısı dokuyanlar hammadde bakımından pazara bağımlı olmamalarıdır, çünkü ipliği ya doğrudan kendi koyunlarından ya da aynı köyde yaşayan yakınlarından temin etmektedirler ve halılar daha çok ailenin kendi tüketimi (örneğin çeyiz olarak) ya da yerel pazar için üretilmektedir. Her iki durumda da tüccarla ve pazarla bağlantı son derece sınırlı kalmaktadır. Niğde -Avşar ve yöre halılarının gelişmeleri birbiriyle ters orantılı olmuştur. Niğde ve çevresinde Niğde-Avşar üretimi çoğaldıkça yöre halıları üretimi mutlak olarak azalmış, bağımsız aile üretiminin alanı daralmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder