11 Kasım 2011 Cuma

Halıcılık Terimleri 2


Akant Yaprağı: Yaban enginarı yaprağı biçiminde bir bezeme öğesi. İlk kez antik Yunan sanatında kullanılmış, Avrupa'da 19.yy. sonuna kadar uygulanması sürmüştür. Özellikle mimaride sütun başlıkları üzerinde görülür.
Art Nouveau: 1895 ile 1905 arasında Avrupa ve Amerika'da yaygınlaşmış bir üslup, mimarlıktan başlayarak tüm sanat dallarına egemen olmuştur. Üsluplaştırılmış bitkisel-eğrisel nitelikte bir bezeme anlayışı getirmiştir. En ünlü Art Nouveau sanatçıları Fransa'da H.Guimard (mimar); İspanya'da A. Gaudi (mimar); İtalya'da R. D'Aronco (mimar); A.B.D.'de L.C. Tiffany (uygulamalı sanatlar-cam eşya) yer alır. Art Nouveau Üslubu Türkiye'ye 19. yüzyıl sonlarında Sultan II. Abdülhamit'in Baş mimarlığını da yapan R.D.Aronco aracılığı ile gelmiştir. En ünlü yapısı Beşiktaş'taki Şeyh Zafir Türbesi'dir.
Drape: Kumaş yada giysi kıvrımlarının belirlenmesine, tanzimine denilmektedir.
Empire Üslubu: (Ampir Üslubu) İlhamını Yunan ve Roma sanatlarından alan ve I. Napoleon Bonapart zamanından başlayarak otuz yıl kadar devam eden, Percier ve Fontaine isimli iki mimarın yarattığı bir üsluptur. Napolyon 1.'İn İtalya, Kuzey Afrika ve Mısır'ı almasından sonra, bu ülkelerin tipik süsleme motifleri (sfenks'ler, arslan pençeleri, kartal ve atmaca kanatları, bereket boynuzları, lotus, palmiye ve hurma ağacı, savaş aletleri, miğferler, lektör demetleri vb.) Empire üslubunun vazgeçilmez öğeleri olmuştur.
Farbela (Farbala): Perde veya benzeri örtülerin kenarlarına dikilen pilili veya büzgülü kumaş bandı, volan, fırfır olarak tanımlanır.
Hatayı: Türk bezeme sanatlarında çok sık kullanılan stilize çiçek öğesi. Genellikle dikine alınmış kesitler halinde, ince kıvrımlarla birbirine bağlanarak madalyonlar içinde verilen bu stilize çiçekler, çoğu kez rumi, bulut, yaprak vb. örgelerle birlikte bir kompozisyon oluşturur. Orta Asya'daki Çin Türkistanın da Çin ve Türk etkilerinin bir arada bulunmasına karşın, hatayı örgesi bütünüyle Türk zevkini yansıtır. Çin uygulamalarında çiçekler stilize edilmeden, doğal biçimleri ile verilir.
Hindistan ve Japonya' da değişik biçimlerde uygulanmıştır. Hatayinin en erken örneklerine 8. ve 9. yüzyılda yapılmış Uygur duvar resimlerinde rastlanılır. Osmanlı Döneminde, taş, ahşap, dokuma, tezhip ve cilt sanatlarında örnekleri görülür.
Jakar: Mekanik dokuma tezgahı. Jacquard tarafından bulunan bu mekanizma, prensip olarak, her çözgü ipliğinin tezgahta başlı başına hareket etmesini sağlar. Herhangi bir kumaş üzerine geçirilecek desen 32'den daha fazla ayağa ihtiyaç gösteriyorsa jakar tezgahı kullanılır. Başlangıçta "Lyon Mekanizması" denilen jakar mekanizması ilk başlarda el tezgahlarında kullanılmış günümüzde ise her çeşit mekanik dokuma tezgahlarında uygulanabilmektedir.
Kordone: Tekstilde sim, gümüş veya ipek ipliklerinin bükülmesiyle hazırlanan ve el işlemelerinde kullanılan ince kordon, üç katlı bükülmüş ipek ipliğidir.
Kordon: Genellikle ipekten yapılmış kalıp ip, birçok ipliğin bir arada özel biçimde bükülmesiyle elde edilen bir cins kaytan.
Korniş: Perde asmaya yarayan ahşap veya madenden yapılmış pervazlardır. Bir odanın tavanında, bir kapının Üzerinde, bir pencerede bulunan kimi zaman süslü kabartına çıkıntılarının tümüdür.
Magrib Üslubu: Magrip sanatı genel olarak, Emevi sanatının kaynağından uzakta, yerel İspanyol ve Berberi geleneklerden de beslenerek oluşan sanatın bir türevi olarak nitelenmektedir. Coğrafyası bugünkü Cezayir'in batısı, Fas ve İber yanmadasının güneydoğusunu içine almaktadır. Arap-Emevi kültürü 8. yüzyıl başında İspanya'ya nüfuz ederek yayılmış, 15. yüzyılın sonuna kadar varlığını ve etkisini sürdürmüştür. Magrip sanat ve mimarlığının Endülüs' deki anıtsal ürünlerinden biri Gırnata'da ki Elhamra Sarayıdır. 19. yüzyıl Osmanlı Mimarisinde özellikle at nalı, soğan biçimli ve dilimli kemerlerin çeşitlemeleri konut cephelerinde ahşaba yaygın olarak uygulanmıştır. Çırağan Sarayındaki Taht Salonu; Bahriye Nezareti, Giriş Köşkü ve Mecit Efendi Köşkü magrip üslubunun önde gelen örneklerindendir.
Ponpon: Aksesuar olarak kullanılan, yün, ipek ve benzeri malzemelerden yuvarlak biçimde oluşturulan püskül türüdür
Püskül: Bir ucu bağlı, bir ucu serbest iplik demeti biçimindeki aksesuardır
Perde Bağı: Perdeleri iki kenarından toplamak suretiyle kullanılan yardımcı malzemedir.
Rapor: Bir desende tekrar eden en küçük birimdir.
Rumi. Arapça' da "Arap ilinden başka ilden olan", anlamına gelir. Türk bezeme sanatlarında yaygın kullanılan stilize yaprak örgesi. Bazı kaynaklara göre stilize hayvan motiflerinin meydana getirdiği dolaşık tezyinata verilen isim. Taş, ahşap, dokuma, tezhip ve cilt sanatlarında bezeme amacı ile kullanılan rumi motifi özellikle 15. ve 16. yüzyıllarda çok sık kullanılmış, 17. yüzyılın sonlarından başlayarak bat ı etkisi ile klasik özelliğini yitirerek bozulmuştur.

9 Kasım 2011 Çarşamba

Cami Halısı Terimleri


 
Saçak: Kenar boyu püsküllerden oluşan aksesuardır.
Saten: Dokuma örgülerinin ana armürlerinden biridir. Düz pürüzsüz, yumuşak dökümlü, parlak ve bu karakterlere uygun ipliklerle dokunmuş kumaşlardır. Saten kumaşlarda özellikle ipek kullanılır. Teknik açıdan; saten dokuların bağlama noktaları, diğer doku çeşitlerinin aksine birbirleriyle hiç temas etmezler. Bu tür düzenli saten dokularda çözgü ipliği, rapor içinde her sırada sadece bir kere yükselir (çözgü saten) veya bir kere inerek (atkı saten) bağlant ıları oluşturulur.
Soter: Raportlama çeşitlerinde kullanılmaktadır. Gidişe ve yana olmak üzere ikiye ayr ılır.
Şerit: Dar, uzun parça ve özellikle dokuma ya da kuma ş parçasıdır. Genellikle ipek, sırma ve yün malzemeler kullanılır.
Varak: Alt ın vb. malzemelerden yapılmış çok ince yüzeylerdir.
Volan: Herhangi bir kumaşın kenarına dikilen ve kıvrımlı bir hava meydana getiren kumaş şerididir.

7 Kasım 2011 Pazartesi

Halı ve Deseni Üretilmiş Hali Görünümü 4



Desen numarası 98 olarak üretilen kumaş; Dolmabahçe Sarayı 31 numaralı oda'da döşemelik ve perdelik, 46 numaralı oda'da perdelik, 163 numaralı oda'da ve 212 numaralı salon'da döşemelik olarak kullanılmışt ır. Kırmızı zeminde iki ton bej ile desenli ayrıca küf yeşili zeminde bordo ve koyu somon rengi ile desenli ve hardal rengi zeminde somon rengi ve açık mavi ile desenlidir. Desen özelliği zemin üzerinde altta defne dalları üstte güllerle çevrili oval bir madalyon içinde gül buketinden oluşmaktadır. Madalyon çevrelerinde gül buketleri yerleştirilmiştir.

5 Kasım 2011 Cumartesi

Desen ve Halısı 2




Desen numarası 999 olarak üretilen kumaş; Dolmabahçe Sarayı 73, 75, 116 ve 224 numaralı odalarda, 18 numaralı salon'da döşemelik, Beylerbeyi Sarayı 5 numaralı oda'da döşemelik olarak kullanılmıştır. Kumaşların renkleri krem renkte, desenin atkı ve çözgü yüzlü olarak ışık kırılmasıyla algılandığı tek renkli uygulanmıştır. Desenler dantel kurdelelerle aralarında küçük gül gruplarından oluşmaktadır.

1 Kasım 2011 Salı

Halı modelleri 2




Dolmabahçe Sarayında 78 numaralı koridorunda perde olarak kullanılmış olup kırmızı zeminde koyu sarı ile desenlidir renk özelliğindedir. Çeşitli bitkisel motif, kuş, meyve arasında alternatifli olarak tekrarlanan iki oval madalyondan oluşmaktadır. Madalyonlardan birinin içerisinde kuşlar figürü işlenirken diğerinde flüt çalan küçük melek figürleri yer almaktadır.

30 Ekim 2011 Pazar

Halı modelleri 1



Desen numarası 924 olarak üretilen kumaş; Dolmabahçe Sarayı 49, 121, 133 numaralı odalarda döşemelik, 65 numaralı oda'da perdelik, Yıldız Sarayı Şale 4 numaralı oda'da döşemelik, Beylerbeyi Sarayı 22 numaralı salon'da döşemelik ve perdelik, Yalova Atatürk Köşkü'nde döşemelik olarak kullanılmıştır. Renkler sarı zeminde sarı ve krem rengi ile desenlidir. Desenlerin özelliği, zemin üzerinde art nouveau tarzında çizgisel dallardan olu şan salkımlar üzerinde çiçek demetleri oluşturmaktadır.

28 Ekim 2011 Cuma

Halı Fabrikası Ürünleri 9




Kumaş; Dolmabahçe Sarayı 42, 47 ve 214 numaralı     odalarda, Döşemelik olarak kullanılmıştır. Açık bej rengi zeminde yeşil, bordo ve krem rengi desenlidir. Kumaşların özellikleri kaydırılmış akslara yerleştirilmiş, saplarından iri bir fiyonkla bağlı çiçek buketinden oluşmaktadır.

26 Ekim 2011 Çarşamba

Halı Fabrikası Ürünleri 8





Desen 30: 847 No' lu Desen
146 numaralı desen Milli saraylar ambarında bulunmakta olup kullanıldığı yer mevcut değildir.
• Desen numarası 864 olarak üretilen kumaş; Dolmabahçe Sarayı 26 numaralı Salon'da, döşemelik ve perdelik olarak kullanılmışt ır. Kumaşın rengi zeminde sarı, mor ve eflatun desenlidir. Desen, zemin üstünde kaydırılmış akslara yerleştirilmiş, saplarından kurdele ile bağlanmış süsen buketlerinden oluşmaktadır.


24 Ekim 2011 Pazartesi

Atatürk'ün Kullandığı Odadaki Halı Desenleri




Dolmabahçe Sarayı 14 ve 163no'lu salonlarda döşemelik, 71'nolu oda'da döşemelik ve perdelik, Aynalıkavak Kasrı 7 ve 8 no' lu odalarda döşemelik ve perdelik, Küçüksu Kasrı 8no' lu oda'da döşemelik olarak üretilmiştir. Küf yeşili zeminde kiremit rengi, somon ve beyaz ile desenli, kırmızı zeminde sarı, beyaz ve eflatun desenlidir. Desende zemin üzerinde karmaşık bir düzen içerisinde ilerleyen sarmaşık üzerinde yer alan yapraklar ve çiçek grupları oluşmaktadır.

20 Ekim 2011 Perşembe

Dolmabahçe Sarayındaki Perdeler ve Deseni





Desen numarası 70 olarak üretilen kumaş; Dolmabahçe Sarayı 67 ve 221 numaralı odalarda döşemelik ve perdelik olarak, 25 numaralı oda'da perdelik olarak kullanılmış. Renk olarak krem rengi zeminde mavi kullanılmıştır. Desen, zemin üzerinde ilerleyen dallara yerleştirilmiş yaprak ve çiçek motifleri stilize edilerek kullanılmıştır.

18 Ekim 2011 Salı

Dolmabahçe Halısı



• Desen numarası 57/911 olarak üretilen kumaş Dolmabahçe Sarayı 189 numaralı Salon'da döşemelik, 219 numaralı Oda'da perdelik olarak kullanılan kumaşın renk özelliği açık pembe zeminde beyaz ve mavi desenli gri, mavi zeminde kızıl kahverengi ve bej rengi desenlidir. Desenin özelliği ise rokoko kıvrımlı kartuşlar içinde gül demeti bulunmaktadır.

16 Ekim 2011 Pazar

Halı ve Deseni Üretilmiş Hali Görünümü 3




Desen numarası 42 olarak üretilen kumaş Dolmabahçe Sarayı 114 numaralı Yatak Odası'nda perde olarak kullanılmıştır. Sarı zeminde krem renkli desenli renk özelliğine sahiptir. Deseni ise sarı zeminde krem renkte geometrik bölmeler içinde stilize edilmiş çiçekler bulunmaktadır.

14 Ekim 2011 Cuma

Halı ve Deseni Üretilmiş Hali Görünümü 2




Desen numarası 36 olarak üretilen kuma ş Dolmabahçe Sarayı 35 numaralı Oda'da ve 88 numaralı Salon'da döşemelik aynı odada perdelik 182 numaralı oda'da döşemelik, 225 numaralı oda'da perdelik, Beylerbeyi Sarayı 9 numaralı oda'da perde ve döşemelik olarak kullanılmıştır. Renk özellikleri olarak bordo zeminde beyaz desenli, açık mavi zeminde beyaz desenli, desen özelliği olarak ise zemin üzerinde bir ağ dokusu oluşturacak desende yerleştirilmiş kartuşlar içinde asma yapraklarından oluşmaktadır.

12 Ekim 2011 Çarşamba

Halı ve Deseni Üretilmiş Hali Görünümü





Resim 26: Dolmabahçe Sarayı 52 Numaralı Oda (Dolmabahçe Sarayı Arşivi)
• Desen numarası 1023 olarak üretilen kumaş; Dolmabahçe Sarayı 52 numaralı oda'da döşemelik ve perdelik olarak kullanılan kuma şın renk özelliği, kırmızı zeminde açık ve koyu mavi, sarı ve turuncu desenli kumaşların desen özelliğ i zemin üstünde içleri rumi, palmet motifleriyle bezenmiş şemse motifleri kaydırılmış akslar üzerinde yerleştirilmiş, şemseler arasında kalan boşluklara ince stilize dal ve yapraklar kullanılmıştır.

10 Ekim 2011 Pazartesi

Desen ve Halısı 1



Desen numarası 379 olarak üretilen kumaş; Beylerbeyi Sarayı 14 numaralı Odada döşemelik ve perdelik, Yıldız Sarayı Şale 14 numaralı salon'da döşemelik olarak kullanılmış. Kumaşlar kırmızı zeminde krem rengi, mavi, açık yeşil ile desenlidir. Desenin özelliği ise, kırmızı zeminde dörtlü gruplar halinde sekiz köşeli yıldızlar ve bitkisel motiflerden oluşturulmuş oval bir madalyon desenlidir.

8 Ekim 2011 Cumartesi

El dokusu halıcılığın Niğde ilinde örgütlenme durumu


16,17 ve 18. Yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğunun önemli halıcılık merkezlerinden biri olan Niğde ilinde el dokusu halıcılık faaliyetleri ile ilgili olarak elde edilen bilgilerin en eskisi Sultan Abdülaziz devrinde başlamaktadır. Bu dönemde yayınlanan Hicri 1292 (M 1875) tarihli Konya Salahnamesi'nde " Niğde Sancağı'nın Mahsulat'i Araziyesi" başlığı altında, Niğde yöresinin o dönemlerdeki tarım ve sanayi ürünleri verilmektedir. Burada, "haşhaş yağı, kitre, kökboya, fınik, güz yapağısı, kilim, halı, halı yastık, terki heybesi, çarşı heybesi, şalvar, aba, kıl işi, çadır, kıl harar (çuval), köstek, peybent (bukağı), torba vb." gibi dokuma ve dokumayla ilgili malzemeler belirtilmektedir (Deniz 1988).
Benerli (1949) de, 1929 yılı bölge ticaret odalarından alınan bilgiler doğrultusunda Niğde ilinde halı üretiminin 437200 TL değerinde olduğunu ifade etmektedir (Öztürk 1987).
Dirik (1938) ise genellikle seccade ve kısmen de taban tipinde dokunan Niğde halılarının dikkate değer güzellikte olduğunu, kırmızı, mavi ve sarı renkler kullanıldığını, 100 cm'sinde 600-900 düğüm bulunan orta kalitede halılar olduğunu ifade etmektedir. Bundan sonraki bilgiler ise 1955 yılından başlamaktadır.

6 Ekim 2011 Perşembe

Halı üretim sistemleri


Ülkemizde el dokusu halı üretim kaynakları, kamu kuruluşları, kooperatifler, özel sektör ve kendi hesabına halı dokuyan bireysel üreticilerdir. Kamu kuruluşları, kooperatifler ile özel sektör halı dokutan kurumlar olarak işveren konumundadırlar. Halı dokutmak için işçi çalıştırmakta ve emekleri karşılığında bir ücret ödemektedirler. Kendi hesabına halı dokuyan bireysel üreticiler ise dokudukları halıları pazarladıktan sonra, malzeme girdilerini hesaplayıp kalan miktarı işçilik ücreti olarak değerlendirmektedirler. Bu sistemde doğal olarak direkt bir ücret ödeme söz konusu değildir (Yazıcıoğlu 1983).

Bir de atölye sistemi vardır ve bu sistemde işveren bir kamu kuruluşu ya da özel sektör olabilmektedir. Atölye sisteminde, işveren konumundaki kuruluş halı dokutacağı yörede uygun bir yere halı tezgahlarını yerleştirmekte ve burayı 50-100 işçinin bir arada halı dokuyabileceği, bir atölye haline getirmektedir. Bu atölye günün belli saatlerinde örneğin sabah yedi, akşam yedi arasında açık tutulmaktadır. Dokuyucu her gün kendisi için uygun olan saatlerde atölyeye gelerek halısını dokumaktadır. Bu tip atölyelerde genellikle bir ya da iki halı ustası görevlendirilmektedir. Bu kişiler atölyenin açık bulunduğu sürece sürekli olarak dokuyucuların başında bulunmakta ve onları denetlemektedir. Bu sistem ile aynı anda , aynı boyutlarda, aynı desenli çok miktarlı hah üretmek mümkün olabildiğinden, dış ve iç pazar taleplerini karşılayabilmek de kolay olmaktadır. Dokunan halının her aşamasında denetim altında olması sağlanabildiğinden, üretimde kalite faktörü artmaktadır (Yazıcıoğlu 1983, Altınbaş ve Yazıcıoğlu 1987 ).
Niğde ilinde ise %60-70 oranında atölyelerde ve %30-40 oranında evlerde halı dokumacılığı yapılmaktadır. Evlerde halı dokuyanların büyük bir kısmı halı tüccarlarına ve gelir elde etmek amacıyla halı dokurken, geri kalanlar kendi hesabına evde kullanma , çeyize koymak gibi amaçlarla halı dokumaktadırlar ve ancak acil paraya ihtiyaç duyduklarında halıyı satmaktadırlar . Tüccara dokuyanlar, her türlü araç, iplik ve deseni tüccardan temin etmekte, kendi hesabına dokuyanlar ise kendi imkanlarıyla iplik ve araç sağlamakta deseni ise eski halılardan almakta ya da hafızadan dokumaktadırlar. Atölyeler, Mahalli İdareler Halıcılık ve El Sanatlarını Yayma Birliğine bağlı olarak, eskiden beri halı dokumacılığı yapılan ilçe, kasaba ve köyler belirlenerek, yörelerde kurulmuştur. Atölyeler belediyeler ve muhtarlıklar tarafından tahsis edilmekte, binalara tezgah montajı Birlik tarafından yapılmakta, açılan atölyelerde ortak çalışılan özel şirketlere üretilmektedir. Şirketler, dokuma için gerekli hammadde ve deseni Birliğe vermekte, bu malzemelerin dağıtım ve denetiminden Birlik sorumlu olmaktadır. Malzemeler atölyelere dağıtıldıktan sonra Halk Eğitim Merkezi Müdürlüklerinin görevlendirdiği usta öğreticilerin nezaretinde dokuyucular tarafından verilen desenlere, talep edilen boyut ve kaliteye göre hah dokunmaktadır. Ayrıca Birlik yetkilikleri ve görevlileri ile Şirket temsilcileri üretimi sürekli denetim altında tutarak gerekli kalite unsurlarının tamamlanmasını sağlamaktadır. Üretilen halılar Birlik merkezinde toplandıktan soma kırkım, yıkama gibi son işlemlerin yapılması için yıkama fabrikasına gönderilmektedir. Son işlemler uygulandıktan sonra Şirkete teslim edilen halıların pazarlanması Şirketler tarafından yapılmaktadır. Üretimin esas satış merkezi ABD'dir, bir kısmı ise diğer Avrupa ülkelerine pazarlanmaktadır. Tamamı doğal hammadde ile üretilen el dokusu halılar dış pazarlarda kolayca alıcı bulabilmektedir.
Genel olarak dünyada ve ülkemizde 3 tip ücretlendirme sistemi söz konusudur. Bunlardan ilki ve en yaygın olarak kullanılanı "hasıla ücreti sistemi" ya da "parça başı sistemidir". El dokusu halıcılık dokuma tekniği göz önüne alınarak parça başı ücret sistemi ile üretim yapılmasını zorunlu kılan bir sanat dalıdır. Parça başı ücret ödenmesinde genellikle işlerliği olan ölçü birimi ise bin düğümdür, fakat sıra hesabı ya da halının tamamı üzerinden de ödenebilmektedir. Ev dokuyucuları parça başı ücretlendirme sistemine göre para almakta ve halı bittikten sonra dokunan halının m2'sine 1998 tarihi itibariyle 17000000 ile 25000000 TL arasında bir ücret almaktadırlar. İkinci tip ücretlendirme sistemi "zaman ücreti sistemf olup el dokusu halıcılık içerisinde kullanışlı bir sistem değildir ve bu yörede de kullanılmamaktadır. Üçüncü tip sistem, "hasılaya ortaklık sistemidir" ve kooperatiflerde kullanılan bir sistemdir (Yazıcıoğlu 1983).
Niğde ilinde ücretlendirme sistemi hasıla ücreti sistemi olup ödeme halının tamamı üzerinden yapılmaktadır. Dokutucu halının düğüm sayısını atılması gereken sıra sayısını önceden desen üzerinden hesaplamakta ve halının tamamı için belli bir fiyat belirlemekte, bu fiyat üzerinden halı dokutmaktadır. Bu yolla halının dokuma ücreti iki tarafın anlaşmasına bağlı olarak, dokuyucunun o andaki ekonomik durumuna göre, tamamı peşin, peyderpey ya da halının tamamı bittikten sonra ödenmektedir. Yörede Aralık 1996 tarihi itibariyle Şirketlerden İm2 işçilik ücreti olarak 45$ alınmakta, 40$ dokuyuculara dağıtılmakta, 5$ Birliğe gelir olarak kalmaktadır. Buna ek olarak dokuyucuyu teşvik etmek amacıyla çocuk parası, ev parası, temizlik parası, gibi çeşitli adlarla küçük miktarlarda fazladan ödeme yapıldığı da bilinmektedir. Halı bitiminde dokunan halının büyüklüğüne göre belli bir miktar bahşiş verildiği de olmaktadır. Bazı yörelerde de dokuyucuya hediye olarak bazı küçük ev ve mutfak eşyaları verildiği ve hatta ödemelerin bu şekilde yapıldığı da bilinmektedir. Niğde ilinde de dokuyucuyu taban halısı gibi büyük ebatlı halıları dokumaya teşvik etmek amacıyla , taban halısı dokuyanlara bitirdikleri halı başına bir küçük altın verme uygulaması yapıldığı belirlenmiştir. Bununla birlikte bayramlar gibi özel günlerde dokuyuculara başörtüsü, kumaş vb hediyeler dağıtıldığı da tespit edilmiştir.
Niğde İlinde Birliğe bağlı dokuyuculuk sisteminin başlaması halı imalatçısı (şirket) - parça başına çalışan ücretli işçi ilişkisini de beraberinde getirmiş yöre halılarını dokuyan aileler ekonomik bağımsızlıklarını büyük ölçüde korumuşlardır. Bunun iki önemli nedeni vardır; birincisi, yöre halısı dokuyanlar hammadde bakımından pazara bağımlı olmamalarıdır, çünkü ipliği ya doğrudan kendi koyunlarından ya da aynı köyde yaşayan yakınlarından temin etmektedirler ve halılar daha çok ailenin kendi tüketimi (örneğin çeyiz olarak) ya da yerel pazar için üretilmektedir. Her iki durumda da tüccarla ve pazarla bağlantı son derece sınırlı kalmaktadır. Niğde -Avşar ve yöre halılarının gelişmeleri birbiriyle ters orantılı olmuştur. Niğde ve çevresinde Niğde-Avşar üretimi çoğaldıkça yöre halıları üretimi mutlak olarak azalmış, bağımsız aile üretiminin alanı daralmıştır.

4 Ekim 2011 Salı

Renk,desen ve motif özellikleri


Araştırma materyalini oluşturan el dokusu halılarda kullanılan ortak renk, motif ve desen özellikleri renkli fotoğraflarla tespit edilmiştir. Bu konuda daha önce yapılmış araştırma sonuçları ve ilgili literatürlerle karşılaştırılarak tartışılmıştır.

Dokuyuculara yönelik bilgiler
Yörede atölye sistemi yaygın olduğu için evlerinde halı dokuyanların miktarı azdır, ve
bu araştırmada ev dokuyuculuğu yaptığı tespit edilen her eve gidilmiştir. Atölyedeki
dokuyucular ise %20 örneklem hacmi ile araştırma kapsamına alınmış ve buna göre
atölye dokuyucuları araştırmanın % 60.57'sini (240 kişi), ev dokuyucuları ise %
31.42'sini (110 kişi) oluşturmuştur. 0
El dokusu halı dokuyucularına dört ana bölümden oluşan anket formu uygulanmıştır . Dokuyucuların demografik özelliklerini, dokuyucuların çalışma ortamını, dokuma işleminden kaynaklanan sağlık sorunlarını ve ekonomik durumlarını belirlemeye yönelik anket formu hazırlanmış, araştırmacı tarafından karşılıklı görüşme yöntemiyle uygulanmıştır.

2 Ekim 2011 Pazar

Halıda desimetrekarede ki düğüm sayısı (Kalite)


El dokusu halılarda kaliteyi saptamak amacıyla halılar tek tek olmak üzere düz bir zemin üzerine ters olarak serilmiş ve 1 dm2 alanı kapsayacak şekilde dik açılı özel bir cetvel yardımıyla 10 cm en ve 10 cm boydaki düğüm sayılan belirlenmiştir. Bir halıda ikişer uç ve bir orta kısımda olmak üzere beş değişik yerden ölçüm alınmıştır. Daha sonra 10 cm. endeki ve 10 cm boydaki düğüm sayıları çarpılarak dm2 'deki düğüm sayıları belirlenmiştir.
Halıların teknik özelliklerine yönelik elde edilen veriler Statistica 8.0 paket programında uygun istatistiksel analiz yöntemleri ile değerlendirilmiştir.

30 Eylül 2011 Cuma

Halıda saçak uzunlukları

Halıların saçak uzunlukları lmm duyarlıklı cetvel yardımı ile üç farklı yerden halının alt ve üst uçlarından ayrı ayrı ölçümler alınarak belirlenmiştir.

28 Eylül 2011 Çarşamba

Kilim örgü ve etlik dokuma eni


Halıların kilim örgü enini belirlemek için lmm duyarlıklı cetvel yardımı ile kilim örgü boyunca üç farklı yerden halının alt ve üst uçlarında ayrı ayrı ölçüm alınmıştır. Etlik dokuma eni ise lmm duyarlıklı cetvel yardımı ile halının her iki kenarından olmak üzere üç farklı yerden ölçüm alınarak yapılmıştır

Halıda Hav Yüksekliği

Hav    yüksekliği Halılarda hav yükseklikleri TSE'nin hazırladığı "El Dokusu Halılarda Hav Boyu Tayini" (TS.2893) standardına göre (Anonim 1997d) belirlenmiştir.

26 Eylül 2011 Pazartesi

Halılarda Toplam ağırlık,m2 ağırlığı


Halılar bir baskül ve el kantan ile tek tek tartılıp kg. cinsinden ağırlığı bulunmuş , bulunan ağırlıklar yüzey alanına bölünerek metrekare ağırlık hesaplanmıştır.
Düğüm şekilleri
Halıların düğüm şekilleri her bir halıda TSE'nin hazırladığı "El Dokusu Halılarda Düğüm Tipleri Tayini"(TS.2892) standardına göre (Anonim 1997c) ayrıca dokunmakta olan halılarda dokunma aşamasında gözlem yoluyla belirlenmiştir.

24 Eylül 2011 Cumartesi

Halılarda En-boy ölçüleri,yüzey alanları,boy/en oranları


Halıların en-boy ölçüleri, tamamlanmamış halılar üzerinde, bir şerit metre yardımıyla , halının eninde (iki uç ve ortasından)toplam üç, halının boyunda (iki uç ve ortasından) toplam üç ölçüm alınarak bulunmuştur. Sadece havlı yüzey ölçüm kapsamına alınmış, boyda kilim örgü, ende ise etlik örgü ayrı olarak ölçülmüştür.
Halıların yüzey alanları ölçümle bulunan en ve boy oranlarının her halı için ayrı ayrı birbiriyle çarpılması sonucu bulunmuş ve değerler m2 cinsinden verilmiştir. Boy/en oranlan ise yine ölçüm ile elde edilen boy değerlerinin en değerlerine bölünmesi sonucu bulunmuştur.

22 Eylül 2011 Perşembe

İpliklerin büküm ve kat sayılan


Halılarda kullanılan iplikleri büküm ve kat sayılan TSE'nin hazırladığı"İplikleri Büküm Tayini" (TS.247) standardına göre (Anonim 1988) belirlenmiştir.

20 Eylül 2011 Salı

Halı İpliklerin numaraları


Halılarda kullanılan ilme, atkı ve çözgü ipliklerin numaralan , ipliklerden alınan örnekler kullanılarak TSE'nin hazırladığı,"İpliğin Numara ve Teks Değeri" (TS.244) standardına göre (Anonim 1965) belirlenmiştir.

18 Eylül 2011 Pazar

Halı İpliklerinin cinsleri


Araştırma materyalini oluşturan el dokusu halılarda kullanılan ipliklerin cinsi TSE'nin hazırladığı "İlmelik Yün Halı İplikleri" (TS.626) standardına göre (Anonim 1987a), atkı ve çözgü ipliklerinin cinsi ise Harmancıoğlu vd. (1973) esas alınarak 246 adet iplik örneğinde ayrı ayrı tayin edilerek belirlenmiştir.

16 Eylül 2011 Cuma

Halılarda kullanılan ipliklerin bazı özellikleri


Halılarda kullanılan ilme, atkı ve çözgü ipliklerinin bazı teknik özellikleri ,araştırma kapsamına alınan yerleşim birimlerinden el dokusu yün halıların dokunmasında kullanılan ilme ipliklerinin her renginden, atkı ve çözgü ipliklerinin her türünden örnekler alınarak toplam 246 adet örnek üzerinde belirlenmiştir. Halılarda kullanılan ipliklerin bazı özelliklerine yönelik elde edilen veriler Statistica 8.0 paket programında uygun istatistiksel analiz yöntemleri ile değerlendirilmiştir.

14 Eylül 2011 Çarşamba

Halılarda dokuma tekniği ve kullanılan araçlar


Karşılıklı görüşme yöntemi uygulanarak, çözgü hazırlamadan başlayıp,dokuma ve son işlemlere kadar her aşamada dokuyuculardan sağlanan bilgiler değerlendirilerek incelenmiştir. Hah dokumanın tüm evrelerini içeren özgün fotoğraflar çekilmiştir. Hah dokumaya ilişkin teknik bilgiler Altınbaş ve Yazıcıoğlu (1987), Altınbaş (1979), Yazıcıoğlu (!982), ve Yazıcıoğlu (1992) esas alınarak değerlendirilmiştir. Genel halı dokuma tekniğinden farklılık gösteren uygulamalar belirlenmeye çalışılmıştır.

12 Eylül 2011 Pazartesi

Cami Halısı Araştırması Yapan Yazarlar


GİRİŞKEN (1972), Doğu Anadolu bölgesinde köy el sanatları kapsamında dokunan halıları incelemiştir. Halıcılıkta kullanılan hammaddelerin iplik haline getirilmesi ve boyanması hakkında bilgiler vermiş, halı dokuma tekniğini incelemiştir. Yöre halılarını renk,desen,ve kalite yönünden inceleyen yazar halıları desen özelliklerine göre sınıflandırmıştır. Ayrıca halıların daha kaliteli üretilebilmeleri için bazı öneriler getirmiştir.
ASLANAPA (1977), hem editörlüğünü yaptığı hem de el dokusu halıcılıkla ilgili bölümü bizzat kendisi kaleme aldığı bu eserinde, 14. yüzyılda Türk sanatını esas alarak, kısaca tarih, edebiyat, dil, müzik, bilim, mimari, çinicilik, keramik sanatı, ağaç işleri, maden sanatı, minyatür sanatı, el dokusu halıcılık konulan incelenmiş, o yüzyılın genel bir kültür tablosu, ayrı ayrı yazarlar tarafından hazırlanarak bir arada değerlendirilmiştir.
ALTINBAŞ (1979), Kayseri ve Kocaeli'nde dış satım amaçlı olarak üretilen ipek halıların bazı teknik özelliklerini, renk, desen, kalite ve bu halıların dokuma tekniklerini bilimsel olarak incelemiştir. Araştırma için Hereke bölgesi ana merkez olarak seçilmiş, ve ipek halı üretiminin en çok yapıldığı 16 yörede ipek halı dokuyucularından 200 kişi ile anket görüşmesi yapılmıştır. İpek halı üretiminde hammadde olarak kullanılan ipliklerden en çok kullanılan ilmelik ipliklerin deşe veya ipek döküntülerinden yapıldığı ve ipek halı üretimi için yeterli hammaddenin yurt içinde sağlama olanaklarının var olduğunu saptamıştır. İpek halılarda kullanılan ipliklerin ilmelik iplik dışında olanlarının büküm sayılarının oldukça yüksek olduğunu belirlemiştir. İpek kat incelikleri ortalama en az 98.22 denye ile en çok 597.19 denye arasında saptanmış olup genel olarak Hereke tipi ipek halılarda kullanılan çeşitli hah ipliklerinin Kayseri tipi ipek halılarda kullanılanlardan daha az incelikte bulunduklarını ifade etmiştir. Ayrıca her iki bölgede üretilen halıların saptanan boyut ve boy/en oranları değerlerinden estetik bakımdan kusursuz sayılabilecek görünümlerde olduğunu belirtmiştir. Ayrıca halı dokuyucularının sosyal durumları ve çalışma koşullarını da araştıran yazar el dokusu halıcılığın Türk ekonomisine sağlayabileceği yararlan anlatmış ve bu konuda alınması gereken önlemleri ortaya koymuştur.
KAYA (1981),Köy el sanatlarının çiftçilerimiz için önemli bir uğraşı ve yan gelir kaynağı olduğunu belirterek Nevşehir ili çiftçilerinin sosyo-ekonomik durumları hakkında bilgiler vermiş,yöre çiftçilerinin uğraştıklan el sanatları çeşitlerini anlatmıştır. Nevşehir ili çiftçilerinin köy el sanatları içerisinde halı yapımı ile yoğun bir şekilde uğraştıklarını belirtmiştir.
YAZICIOĞLU (1982), Kayseri ilinde yaptığı araştırmada el dokusu yün halıların dokuma tekniği ve kullanılan araç-gereçleri anlatmış, yün halılarda kullanılan ipliklerin cinslerini, numara, büküm ve uzama değerlerini belirlemiş, halılann kalite, renk, desen, en-boy ölçüleri, yüzey alanlan, düğüm şekilleri gibi özelliklerini incelemiştir. Kayseri ilinde üretilen el dokusu yün halıların ipliklerinin cins, kalite ve numara yönünden, ilgili standartlarda belirtilen niteliklere uymadığını vurgulayan yazar, ipliklerin boyanması esnasında yapılan hataların yanısıra halıların renk, desen ve kalite yönünden varolan standartlardan genellikle daha kötü kalitelerde dokundukları için giderek daha da bozulma eğilimi gösterdiğini belirtmiştir. Yazar ayrıca, halıcılıkla uğraşan kamu kuruluşlarının da yardımıyla dokunan halıların standartlara tam uygunluğunu sağlayacak bir denetlemenin getirilmesi, geliştirilmesi ve bu konuyla ilgili eğitim faaliyetlerine ağırlık verilmesi gerektiği önerilerinde bulunmuştur.
YAZICIOĞLU (1983), ülkemizde el dokusu halıcılıkta önemli bir konu olan halı üretim sistemlerini incelemiş,bu sistemleri anlatarak karşılaştırmış ve birbirlerine olan üstünlüklerini ortaya koymuştur.
ARSEVEN (1984), Türk sanat tarihi konusunda yaptığı bu çalışmada Türk sanatını ; ilkel devirlerdeki Türk sanatı; İslam'dan önce İç Asya ve Küçük Asya'da Türk sanatı ; İslam' dan sonra İç Asya ve Küçük Asya'da Türk sanatı olmak üzere 3 büyük devreye ayırarak incelemiştir. İslam'dan sonraki Türk sanatını 2 bölüme ayırarak İç Asya ve Küçük Asya sanatı olarak ele almış, son olarak Selçuklular ve Osmanlılara ait dönemleri incelemiştir. Mimarlık, süsleme sanatları, resim ve minyatür, halıcılık gibi önemli sanat dallarında yaptığı incelemelerin sonuçlarını bir arada sunmuştur.
GÖRGÜN AY (1984), Doğu Anadolu köylerinde köy el sanatları çerçevesinde yapılan halılar üzerindeki bilimsel araştırmasında bu yörelerde dokunan halıların renk,desen ve motif kompozisyonlarıyla kalitelerini incelemiştir. Yörede halı dokumacılığının köy evlerinde ve tarımdan arta kalan zamanlarda yapıldığını,çoğunlukla halı dokumada kendi hazırladıkları hammaddeleri kullandıklarını belirlemiş ve karşılaştığı bazı sorunlara çözüm önerileri getirmiştir.
YAZICIOĞLU (1984), ülkemizde köy el sanatlarının en yoğun şekilde uğraşılan bir dalı olan el dokusu halıcılığın Türkiye ekonomisindeki yerini ve önemini belirtmiş ve el dokusu halıcılığın sorunlarını incelemiştir.
YAZICIOĞLU (1986), ülkemizdeki el dokusu halıcılık faaliyetleri hakkında bilgi vererek, el dokusu halıların Türkiye'nin dış satımındaki yerini belirtmiştir.
ALTINBAŞ ve YAZICIOĞLU (1987), bir tarım toplumu olma özelliğini sürdüren , sağlıksız, bir kentleşmenin varolduğu ülkemizde son yıllarda çeşitli nedenlerle sanayileşmeye yönelik yatırımların yeterince yapılmasının, sanayi ve tarım kesiminde işsizlik sorununun büyümesine yol açtığını vurgulayan yazarlar bu koşullarda köy el sanatlarının önemini daha da kuvvetli olarak hissettirdiğini belirtmektedirler. Kayseri İli'nde yaptıkları araştırmada el dokusu halı dokuyucuların çalışma koşullarını da inceleyen yazarlar, yan gelir kaynağı olarak düşünülen el dokusu halıcılığın yöre genelinde bir ev sanayii olarak yürütüldüğünü ve bir çok ailenin ana gelir kaynağını teşkil ettiğini açıklamışlardır. Ayrıca, dokumacılıkta hammadde, desen, kalite ve pazarlama konularında ortaya çıkan sorunların çözümlenmesinde el dokusu halıcılığın kamu kuruluşları yardımıyla tek bir merkez altında tüm işlemlerinin bu merkez kanalıyla yürütülmesinin yararlı olacağını da vurgulamışlardır.
w
ARLI (1990) tarafından köy el sanatlarının ayrıntılı bir tanımı yapılarak ,Türkiye ve turizm açısından önemi belirtilmiş,sınıflandırması yapılmış,gerileme ve kaybolma sebepleri, geliştirilebilme olanakları açıklanmış, ülkemizde başlıca el sanatlarıyla uğraşılan yöreler anlatılmış, köy el sanatı uzmanlarının görevleri ve önemi belirtilmiş , ülkemizde köy el sanatları ile ilgili kuruluşlar hakkında bilgi verilmiştir.
YETKİN (1991), son araştırmaların ışığı altında ,Türk halı sanatının bütünlüğünü esas alarak yeni gelişmeleri değerlendirmiş, geçmişten günümüze el dokusu halı sanatı tarihinin ayrıntılı bir değerlendirmesini yapmıştır. Yazar, kronolojik bir sınıflandırma çerçevesinde Konya, Beyşehir ve Fustat halılarından oluşan Selçuklu halılarından başlayarak, hayvan figürlü halıları, 4 tipten oluşan ilk Osmanlı halılarını ,Flaman ressamların tablolarında görülen halıları, yıldızlı, madalyonlu ve beyaz zeminli Uşak halılarını Bergama halıları ve Osmanlı saray halılarından oluşan klasik devir Osmanlı halılarını; düğüm tekniği, boyutlar, yapıldığı hammadde, renk ve desen özellikleri, açısından incelemiştir. Yazar yaptığı bu sınıflandırmadan sonra kesin gruplandırmaya girmeyen el dokusu halıları da ayrıca ele almıştır.
DÖLEN (1992), tekstil tarihini anlattığı kitabının birinci bölümünde, bilim, teknoloji ve sanayi kavramlarını gözden geçirmiş, tekstil sanayiindeki gelişimi İngiltere'deki sanayi devrimi paralelinde incelemiştir. Sanayi devrimi öncesinde ortaya çıkan merkantalizm akımına bağlı olarak özellikle Fransa'da önem kazanan manüfaktür tipi üretimi tekstil sanayii açısından ele almıştır. İkinci bölümde , lif üretiminin tarihsel gelişimini ele almış, pamuk, keten, kenevir ve jüt gibi bitkisel lifleri, yün ve ipek gibi hayvansal lifleri tarihsel açıdan incelemiştir. Yapay liflerin ortaya çıkışı ve tarihsel gelişimini hem rejenere lifler ve hem de sentetik lifler açısından ayrıntılarıyla gözden geçirmiştir. Kitabın üçüncü bölümünde iplik teknolojisinin tarihsel gelişimini anlatmış, dördüncü bölümde ise dokuma teknolojisinin gelişim evrelerini,dokumacılığın ortaya çıkışından başlayarak günümüze kadar incelemiş ayrıca örgü makineleri ve örme kumaşlar, dikiş makineleri ve hazır giyim sanayiinin gelişimi, hah ve kilim dokumacılığının gelişimi ile keçe ve keçecilik konularını da ele almıştır. Beşinci bölümde Osmanlılarda dokumacılık, sanayi devriminin etkileri, Tanzimat öncesindeki ve dönemindeki sanayileşme girişimleri ve kurulan fabrikalar, 20.yy başlarında Osmanlı sanayiinin durumu, Cumhuriyetin ilk yıllarında sanayileşme politikaları, devletçilik ilkesinin doğuşu, Sümerbank'ın kuruluşu ve Sümerbank tarafından kurulan fabrikaları ele almıştır. Altıncı bölümde boyamacılık ve boyamacılığın geçmişi kapsamında boyamacılığın ortaya çıkışı, tarih içinde bitkisel ve hayvansal kökenli boyarmaddeler , sentetik boyarmaddelerin ve bu sanayinin doğuşu ve terbiye işlemlerini incelemiştir. Yedinci ve son bölümde ise kumaşlar ile özellikleri bir sözlük şeklinde alfabetik sırayla verilmiştir.
YAZICIOĞLU (1992), el dokusu halıcılığın tarihçesine ve Türkiye'de el dokusu halıcılığın bugünkü durumuna değinerek Türkiye'nin, coğrafi ve sosyal durumu, sosyo­ekonomik yapısı, el dokusu hah dokuma geleneği ve ürettiği halıları kolayca satabilme nedenlerinden dolayı el dokusu halıcılığın ülkemizde de yaygın olarak yapıldığını açıklamıştır. Türkiye'deki el dokusu halıcılık ile uğraşan kamu kuruluşları, el dokusu halı üretim sistemleri ile bu sektörün karşılaştığı sorunlara da değinen yazar, halı dokumacılığında kullanılan araç-gereç, desen, hah dokuma tekniği ile dokuma işlemleri hakkında bilgiler vermiştir.
KALINKARA vd (1995), İsparta ve Antalya İllerinde el dokusu yün halıcılıkla uğraşan kadınların karşılaştıkları sağlık sorunlarını ve verimliliklerini etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla tesadüfi örneklemle alınan 253 kadın üzerinde çalışmışlardır. Araştırmada kadınların halı dokumadan kaynaklanan sağlık problemleri, çalışma ortamından kaynaklanan rahatsızlıkları ve kullanılan araç gereçleri değerlendirme durumları irdelenmiştir. Ayrıca kadınların günlük attıkları düğüm sayıları ve iş verimlilikleri üzerinde diğer bağımsız değişkenlerin etkisini belirlemek amacıyla yapılan regresyon analizinde sahip olunan çocuk sayısı ve dinlenme aralarının etkili olduğu belirlenmiştir.
ŞENYÜZ (1996), Kayseri'nin Bünyan ilçesinde yaptığı araştırmada , halıcılık kursuna katılan ve katılmayan halı dokuyucularının sosyo-ekonomik niteliklerini, haberleşme davranışlarını, halı dokuyuculuğu konusunda yararlandıkları bilgi kaynaklarını, çalışma koşulları ve halı dokuyuculuğu ile ilgili teknik bilgi düzeyleri yönünden ortak özelliklerini ve farklılıkları ortaya koymayı amaçlamıştır. Halıcılık kursuna katılan halı dokuyucularının yaş ortalamalarının daha genç, eğitim düzeylerinin daha yüksek, sahip oldukları işletme arazilerinin daha küçük, dokuyuculuk konusunda daha bilinçli, gazete alma ve okuma oranlarının da daha yüksek olduklarını belirlemiştir. Yine halıcılık kursuna katılan dokuyucuların Sümerbank ve Halk Eğitim Merkezi gibi kurum ve kuruluşlardan daha fazla oranda yararlanmaya istekli olduklarını ve düğüm atma, çözgü çözme, desen çıkarma gibi teknik konularda bilgi düzeylerinin daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Araştırmada halıcılık kursuna katılan ve katılmayan halı dokuyucuları arasında, yaş, eğitim, işletme büyüklüğü, hammadde temini, pazarlama, ücret ve çalışma koşullarında istatistiki olarak önemli farklılıkların bulunduğu saptanmıştır. Diğer taraftan halıcılıktan sağlanan gelirin, halı dokuyuculuğu ile radyo ve televizyon programlarından yararlanma ve uygulama düzeyleri arasında istatistiki olarak bir farklılık bulunmadığını belirlemiştir.