8 Eylül 2011 Perşembe

Bünyan Halıcılığı


Diğer yandan bozulan halıcılığı yeniden eski görkemli günlerine getirmek, sarayın el dokusu halı ihtiyacını karşılamak ve kontrollü, kaliteli hah üretmek amacıyla 1844' de Sultan Abdülmecit tarafından İstanbul yakınlarındaki Hereke'de saray için bir halı atölyesi kurulmuştur. Bu atölye sadece kaliteli saray halıları dokumak konusunda etkili olmamış aynı zamanda yörede kaliteli el dokusu halı dokuma geleneğinin yerleşmesini de sağlamıştır. Bugün de ülkemizde ince ve kaliteli el dokusu yün halılar Hereke yöresinde ve Hereke halısı adı altında dokunmaktadır (Tansuğ 1996).
1883'de Sultan Abdülhamit tarafından 100 tezgahtan oluşan bir Halıhane yaptırılmış ve üretime geçilmiştir. Bu durum yine sarayın kontrolünde halı dokunmasına neden olmuş, Türk hah sanatına yeni bir özellik katmıştır. Burada yapıldığı bilinen halı ve seccadeler , başta İran olmak üzere, Memluk ve Anadolu halılarının süsleme özelliklerini taşıyan karma bir üslup göstermiştir. Bazılarında ipek, bazılarında ise altın ve gümüş tel kullanılmıştır. Çözgülerinde pamuk ipliğinin de kullanıldığı örnekler vardır. Hereke halı ve seccadelerinde Gördes ile beraber İran düğümüne benzeyen ve daha gevşek olan Hekim düğümü kullanılmıştır. Böylece İran halılarında kullanılan kıvrak hatlı motiflerin kullanılmasına imkan sağlanmıştır. Topkapı Sarayı Müzesi'nde ki seccadelerin bir kısmı Hereke'de dokunmuştur. Sultan II. Mahmut zamanında Kumkapı yakınında dokuma imalathanesi olarak kurulan ve aslında fes imalatı için Feshane admı alan kuruluş, 1830'a kadar devam etmiştir. 1833-1839 yıllarında genişletilerek Eyüp civarında Defterdar' a nakledilmiştir. Fabrika 1876'da askeri teşkilata , 1923'de Sanayi ve Maadin Bankası'na, 1939'da Sümerbanka bağlanmıştır. Hereke ve Feshane halılarında ,yapılan kuruluşun adı, tarihi ve hatta usta isimleri halının sağ üst köşesine yazılmıştır. Feshane halılarında İran halılarından alınan desenler yanında ,Avrupa halılarından alınan desenler ile devrin üslubunu yansıtan Barok ve Ampir motifleri taşıyan kaliteli halılar da yapılmıştır. Böylece son devirde dahi Avrupa halıları ile yarışabilecek üstünlükte halılar yapılabildiği anlaşılmaktadır. Buna karşılık çeşitli kasaba ve köylerdeki tezgahlarda geleneksel desenleri sürdüren halılar dokunmaya devam etmiştir. Bugün bütün Anadolu'da geleneksel desenleri ile Türk halı sanatının sağlam karakterini sürdüren halılar dokunmaktadır.
1926 yılında yalnız Ege bölgesinde 11305 tezgahta 30940 dokuyucu ile 592462 m2 üretim yapıldığı, bunun sonucunda İzmir limanının Türkiye'nin en büyük halı ihraç limam olduğu , İstanbul'un ikinci sıraya yerleştiği belirtilmektedir. Ayrıca İran, Kafkasya ve Orta Asya halıları bu iki limandan Avrupa'ya sevk edilmişlerdir (Anonim 1959).
I. Dünya Savaşı'na kadar Türkiye dünya halı ticaretinin merkezi ve transit pazarı olmuştur. Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı yıllarında ülkemiz bu merkezi durumunu nispeten kaybetmişse de Çizelge 2.2.'de görüldüğü gibi Cumhuriyet devrinde 1930 ekonomik krizine kadar en önemli ihraç ürünü olma niteliğini korumuştur (Anonim 1959, Anonim 1986,Dölen 1992).
Çizelge 2.2.1923-1947 yılları arasında Türkiye'nin el dokusu halı ihracatı miktar (kg) ve değerleri ($),ile ithalat (kg)değerleri
Yıllar   İthalat Miktar (kg)     ihracat Miktar (kg)    İhracat Değer ($)

Yıllar
İthalat Miktar (kg)
ihracat Miktar (kg)
İhracat Değer ($)
1923
82587
981208
3318779 TL
1924
74594
1288052
-
1925
114516
1297076
5637074 TL
1926
296255
1394401
-
1927
485142
1385478
3417407
1928
236324
1565299
3296713
1929
50820
1315567
2617407
1930
136999
933956
3911272 TL
1931
308393
780324
-
1932
76433
403442
-
1933
1247
341743
-
1934
43135
296534
-
1935
247
207261
-
1936
693
208442
-
1937
28
108295
-
1938
498
275
-
1939
570
58

1940
30
747
6198
1945
440
-
-
1946
-
22
-
1947
184
110
-

Türkiye 1930 yılına kadar önemli bir hah ihracatçısı olma özelliğini korumuştur. 1923 ile 1935 yılları arasında yılda ortalama 20000 ton kaba-karışık yapağı üretilmiştir. Eşberk (1939) 'e göre 1928 yılında 2500 ton yün çeşitli tekstil ürünleri imalatında , 9000 ton kaba-karışık yün ise halı ipliği yapımında kullanılmıştır. Yazar 6000 ton yünün yapağı üreticileri tarafından doğrudan kullanıldığını, fakat bu miktarın önemli bir bölümünün de yine halı ipliği yapımı için kullanıldığını belirtmekte ve bu rakamları değerlendirerek 1928'de 1 milyon m2 halı ve kilim dokunduğu sonucuna varmaktadır. Bu üretimin büyük kısmını köylünün kendi ihtiyacını karşılamaya yönelik ya da pazar yerlerinde satıp gelir elde etmeye yönelik dokuduğu halılar oluşturmaktaydı. Diğer bir deyişle üretim gerek ulusal pazara ve gerekse ihracata bir önceki döneme oranla daha az yönelik olmuştur. Cumhuriyet dönemi ile birlikte diğer tüm alanlarda olduğu gibi el dokusu halıcılıkta da önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Cumhuriyet döneminde ülkenin bir çok yerine kurulan iplik fabrikaları ile el dokusu halıcılıkta kullanılan hammadde iyileştirilmeye çalışılmıştır. Yine bu dönemde desen çalışmaları başlamış, özgün desenler üretilmeye çalışılmıştır. Tüm Türkiye'de Türk halılarının köklü geçmişinden kaynaklanan, sağlam Türk düğümünün ve solmayan parlak renklerin elde edildiği doğal
boyaların kullanıldığı halıların dokunması için haklı bir özen ve çaba gösterilmektedir (Yetkin 1991,Yazıcıoğlu 1992, Kuban 1995, Tansuğ 1996).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder